Koronavirüs (Covid-19) salgını hayatımızı bütünüyle etkisi altına aldı. Günlük yaşantımızın bir parçası da bu virüsten korunma çabası oldu. Bugüne kadar yayınlanan bütün bilimsel araştırmaların ortak noktası şöyle; Koronavirüs’ten korunabilmek için sağlıklı besleneceğiz, bağışıklık sistemimizi güçlü tutacağız, sosyal mesafemize dikkat edeceğiz, maske takacağız.

Neyse ki bağışıklık sistemini güçlendirdiği bilimsel olarak ispatlanmış besinlerin varlığından haberdarız. Bu besinler söz konusu özelliklerini yapılarındaki biyoaktif bileşenlerden alıyorlar. Şimdi size “bana bağışıklık sistemini güçlendiren bir besin söyler misiniz?” diye sorsaydım sanırım aklınızdan hemen pahalı yiyecekler geçerdi. Ben ise  bağışıklık sisteminizi güçlendirecek ve ulaşılabilir bir besin sunmak istiyorum: kuru soğan. Kuru soğanlar arasında en kıymetlisi “Karacabey soğanı”. Adını yetiştiği Karacabey İlçesi’nden alır. Bölgesine has özellikler taşıyan bu soğanın üç farklı çeşidi bulunur. Bunlar; Kantartopu, İmralı ve İmralı Kırması çeşitleridir. İmralı çeşidi, şekli itibarıyla bütün soğan çeşitlerinden eliptik yapısı ile kolaylıkla ayırt edilir. İmralı Kırması Tekirdağ’da ve Bursa’nın Yenişehir İlçesi’nde de üretilir. Karacabey’de üretilen İmralı Kırması diğer iki bölgede üretilene göre şekil, kabuk ve et rengi ile kavrulma özellikleri bakımından farklılık gösterir. Karacabey İmralı Kırması, Tekirdağ İmralı Kırması’ndan kabuk ve et rengi bakımından daha koyudur. Buna karşılık Yenişehir İmralı Kırması kabuk ve et rengi bakımından Karacabey İmralı Kırmasından daha koyu renge sahiptir. Karacabey İmralı Kırması kavrulduğunda et rengi alır, daha çabuk kavrulur, karamelize olur, erime özelliği gösterir ve daha lezzetlidir.

 

Karacabey soğanının sayısız faydasını sayabilirim size;

  • Bir fonksiyonel besindir. Besleyici etkilerinin yanı sıra vücuda alındığında sağlık üzerine olumlu etki gösteren besinlere “fonksiyonel besin” denir. Karacabey soğanının bileşiminde inülin, oligofruktoz ve quercetin adında biyoaktif bileşenler bulunur. Quercetinin Koronavirüs’ten koruyan önemli bir bileşen olduğu bilimsel araştırmalarda da özellikle belirtiliyor.
  • Soğan içerdiği inulin ile kalın bağırsak işlevini olumlu yönde etkiler, kalın bağırsakta bulunan bifidobakterilerin (probiyotik bakterilerin) gelismesini uyardığı için bir prebiyotik besindir (Probiyotik ve prebiyotik kavramını birazdan detaylıca açıklayacağım, siz okumaya devam edin 😉 )
  • Başta kalsiyum olmak üzere birçok mineralin emilimini etkileyerek, kemik mineral yoğunluğunu arttırır ve kemik erimesi yani osteoporoz riskini azaltır.
  • Bağısıklık sistemini uyarır, insulin düzeyi yüksekliğini (hiperinsülinemiyi) önler.
  • Karacabey soğanında bulunan oligofruktoz, serum trigliserid düzeyini düşürür. Soğan tüketimi arttıkça vücuda alınan inulin miktarı artar, inülin alımı miktarı arttıkça serum kolesterol, trigliserit ve kötü huylu kolesterol düzeyi azalır. Bu sayede, kalp ve damar hastalığı riskini düşürür.
  • İnülin ve oligofruktozlar, lenfosit aktivitesini arttırarak, bağışıklık sistemi olumlu sekilde etkiler, kalın bağırsak kanseri riskini azaltır.

Tüm bu faydaları okuyunca şaşırdınız belki de, değil mi? Bir kuru soğan tek başına nelere kadir. Az önce yukarıda, soğanın bir probiyotik besin olduğundan bahsettim. İnsan vücudu içeriden ve dışarıdan iyi huylu bakterilerle sarılıdır. Bu bakteriler bizim mikrobiyotamızı oluşturur ve bunlara “probiyotik bakteriler” denir. Bu bakteriler tüm metabolik süreçlerimizin ahenk içinde  çalışmasını sağlar ve bizi dış ortamdan gelecek mikroorganizma saldırılarından korur. Eğer yeterli sayıda probiyotik bakteriye sahipsek, dışarıdan saldıran bakteriler vücudumuzda yerleşme ve üreme alanı bulamazlar. Yani, probiyotik bakteriler bağışıklık sistemimizin önemli bir kalkanıdır. Ancak, bu bahsettiğim probiyotik bakteriler de bizler gibi birer yaşayan organizmadır ve yaşamlarını sürdürmek, üremek için beslenmeleri gerekir. Probiyotik bakterilerimize besin kaynağı oluşturan besinlere “prebiyotik besinler” denir. En iyi prebiyotik besinlerden biri soğan iken bir diğeri de makarnadır.

Makarna, kompleks karbonhidrattan, posadan, birçok vitamin ve mineralden zengin bir besindir. Makarna;

  • Kalp sağlığı ve güçlü bir bağışıklık sistemi için vazgeçilmez olan Akdeniz diyet örüntüsünün başlıca besinlerinden birisidir.
  • Kaliteli bir karbonhidrat kaynağıdır. Günlük beslenme programımızda, enerji gereksinmemizin yarısını karbonhidratlardan karşılamamız gerektiği düşünülürse, karbonhidrattan zengin besinlerin neden bu kadar önemli olduğu daha kolay anlaşılabilir.
  • Posadan zengindir. Tam tahıllı yani esmer makarnanın posa içeriği daha yüksektir.
  • Dirençli nişasta içerir. Dirençli nişasta, mide ve ince bağırsakta sindirilmeden kalın bağırsağa geçer. Kalın bağırsakta yararlı (probiyotik) bakteriler tarafından fermente edilir. Bu fermantasyon işlemi sonucunda kısa zincirli yağ asitleri açığa çıkar (bütirat, asetat, propiyonat). Açığa çıkan bu kısa zincirli yağ asitleri bağırsaktaki tüm hücreler için enerji kaynağı olarak kullanılır. Kısa zincirli yağ asitleri; kalın bağırsakta kan akışını hızlandırır, ph’yı düşürür, kalın bağırsakta anormal hücre oluşumunu önler. Pişirilmiş ve soğutulmuş-ılıtılmış makarnanın dirençli nişasta içeriği artar. O yüzden, makarnanınızı pişer pişmez değil, biraz ılıttıktan sonra tüketin.

Hadi gelin birlikte, prebiyotiklerden zengin, bağışıklık sistemi açısından güçlü bir öğün yaratalım; kuru soğan ile makarnayı birlikte kullanalım. Tarif bizden, yapması sizden; karşınızda Karacabey Soğanlı Dik Dik Kebabı. Tarifimizi izlemek için hemen tıklayın.

 

Karacabey Soğanlı Dik Dik Kebabı Tarifimizde Yer Alan Besinlerin Faydaları

  • Makarnamızı suyunu çektirerek pişirmeye dikkat ediyoruz. Suyunu dökersek hem bağırsaklarımızdaki probiyotik bakterilerimizi besleyecek olan nişastayı hem de B vitaminlerini kaybederiz.
  • Biber C vitamininden zengin besinler listesinde yerini alırken bizi Koronavirüs’ten de koruyor. Bu tam bir Korona-savar tarif olacak.
  • Sarımsak da Koronavirüs’ten koruyan bir diğer besin; içeriğindeki allisin ile tam bir bağışıklık güçlendiricidir.

Bu tarifimizi tüketirken yanında 1 su bardağı da kefir alın. Kefir probiyotik bakteriler açısından kuvvetli ve sağlıklı bir içecektir. Kefirin probiyotik özelliği, Karacabey Soğanlı Dik Dik Kebabı ‘nın prebiyotik özelliği birleşince tam bir “sinbiyotik” öğün tüketmiş olacağız. Koronavirüs korksun bizden…

Karacabey Soğanlı Dik Dik Kebabı tarifimiz 4 kişiliktir.

Yorum yap!

İlgili İçerikler