Makarnayı çok seviyorum ama yediğimde hep suçluluk hissediyorum.” mu diyorsun? Bu cümle, yalnızca bir besine karşı değil, uzun süredir maruz kaldığımız diyet kültürüne karşı da bir tepki olabilir mi? Karbonhidrattan zengin yiyeceklerin yıllardır zayıflamak isteyenlerin kaçınması gereken besinler olarak etiketlenmesi, yemekle kurduğumuz ilişkiyi zedeledi. Çünkü beslenmeye çoğu zaman siyah-beyaz bir pencereden bakıyoruz: “Bu iyi, bu kötü.” Ama bu kadar keskin yargılar hem bilimsel gerçeklerle hem de sürdürülebilir beslenmeyle örtüşmüyor. Tam da bu noktada sezgisel beslenme, bakış açımızı değiştirmemize yardımcı olabilir. Pekiii….

Sezgisel Beslenme Nedir?

Sezgisel beslenme, ne yememiz gerektiğini başkalarının kurallarıyla değil, kendi bedenimizin sinyalleriyle belirlemeyi öneren bir yaklaşımdır. Yani gerçekten aç mısın, yoksa canın sıkıldığı için mi yemek istiyorsun? Doyduğunda fark edip durabiliyor musun? İşte bu soruların cevabını iç sesine kulak vererek bulmak sezgisel beslenmenin temelini oluşturur. Sezgisel beslenme sana, kalori saymadan, yiyecekleri iyi ve kötü diye ayırmadan, bedeninle iş birliği içinde yemek yedirmeyi hedefler. Suçluluk yerine farkındalıkla seçim yapmayı teşvik eder ve kimi zaman bir tabak makarna hem ruhunu hem bedenini besleyen doğru seçim olabilir.

Sezgisel beslenme, suçluluk duymadan ve kalori saymadan yeme özgürlüğü sunar. Bu yazıda, makarna üzerinden sezgisel beslenmenin altın kurallarını keşfedeceksiniz.

Makarna ve Huzur İlişkisi

Sezgisel beslenme, ne yememiz gerektiğini başkalarının kurallarıyla değil, kendi bedenimizin sinyalleriyle belirlemeyi öneren bir yaklaşımdır. Yani gerçekten aç mısın, yoksa canın sıkıldığı için mi yemek istiyorsun? Doyduğunda fark edip durabiliyor musun? İşte bu soruların cevabını iç sesine kulak vererek bulmak sezgisel beslenmenin temelini oluşturur. Sezgisel beslenme sana, kalori saymadan, yiyecekleri iyi ve kötü diye ayırmadan, bedeninle iş birliği içinde yemek yedirmeyi hedefler. Suçluluk yerine farkındalıkla seçim yapmayı teşvik eder ve kimi zaman bir tabak makarna hem ruhunu hem bedenini besleyen doğru seçim olabilir.

Sezgisel beslenme, suçluluk duymadan ve kalori saymadan yeme özgürlüğü sunar. Bu yazıda, makarna üzerinden sezgisel beslenmenin altın kurallarını keşfedeceksiniz.

Makarnayı suçlamak kolay ama asıl mesele bu değil. Asıl önemli olan: Hangi makarna? Ne kadar? Ne ile? Ne sıklıkla? Durum buğdayı irmiğinden yapılmış makarnanın yoğurt, peynir, hindi göğsü gibi protein kaynakları eşliğinde, günde bir ana öğünde soframızda olmasını öneririz. Çünkü makarna doğru türde, dengeli miktarda ve besleyici eşlikçilerle tüketildiğinde hem doyurucu hem de destekleyici bir öğün olabilir. Peki, doğru seçimlerle tüketildiğinde, makarna vücudumuza ne gibi katkılar sağlar?

Makarna Uzun Süreli Enerji Kaynağıdır

Kompleks karbonhidrat içeriği sayesinde yavaş sindirilir ve kan şekerini dengeli biçimde yükseltir. Bu da gün içinde ani enerji ve kan şekeri düşüşlerini önler.

Makarna B Vitaminleri Açısından Zengindir

Özellikle tam buğday makarna, B1, B3 ve folik asit gibi vitaminler yönünden destekleyicidir. Bu vitaminler sinir sistemi ve genel ruh hali için önemlidir.

Makarna Tokluk Süresini Uzatır

Yüksek lif içeriği sayesinde sindirimi yavaşlatır, doygunluk hissini artırır. Bu sayede öğünler arası atıştırma ihtiyacı azalır.

Makarna Dengeli Bir Öğün Oluşturmayı Kolaylaştırır

Makarnanın yanına protein kaynağı bir besin (yoğurt, tavuk, peynir vb.) ve sebzeler eklendiğinde hem dengeli hem de besleyici bir tabak elde edilir.

Makarna Zihinsel ve Duygusal Tatmin Sağlar

Karbonhidratlar serotonin üretimini destekler. Bu da yalnızca fiziksel değil, zihinsel anlamda da tatmin sağlayan bir öğün anlamına gelir.

Sezgisel beslenme, sadece “Canın ne isterse ye!” anlayışı değildir. Aynı zamanda denge kurma becerisidir. Öğünlerde karbonhidrat, protein, yağ ve posanın bir arada bulunması hem kan şekerini dengeler hem de tokluk süresini uzatır. Bu yüzden makarna tabağını daha dengeli bir hale getirmek için lifli sebzeler (örneğin brokoli, kabak, ıspanak), protein kaynakları (yoğurt, peynir, tavuk, nohut gibi) ve sağlıklı yağlar (özellikle zeytinyağı) ile zenginleştirmek hem sağlığı hem de lezzeti artırır. Yani mesele makarnayı akıllıca tüketmektir.

Sonuç olarak, makarna ne bir kaçamak ne de yasaklı bir yiyecektir. Sezgisel beslenme, size her lokmada suçluluk değil, denge, tatmin ve içgörü sunar. Bir tabak makarna, doğru seçimlerle sadece karnımızı değil, ruhumuzu da doyurabilir. Önemli olan neye, neden ihtiyaç duyduğunu anlayabilmek. Belki de artık soruyu şöyle sormalıyız: “Bu makarnayı gerçekten istiyor muyum?” değil, “Bu makarna bana nasıl hissettiriyor?” Bedeninizin söylediği neyse sizin için doğru cevap da odur.  Daha önce yayınladığımız “Sezgisel Beslenme Nedir?” yazımızı okumak için tıklayın. Ayrıca Nuh’un Ankara Makarnası Akademisinden şeflerimizin hazırlamış olduğu birbirinden lezzetli tariflere ulaşmak için oynatma listemize göz atabilirsiniz.

Mutlu günler.

Dr.Tuba Günebak
Beslenme ve Diyet Uzmanı

Kaynaklar:

Wurtman, J. J., & Wurtman, R. J. (1998). Carbohydrates and depression. International Journal of Eating Disorders. https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0165032798002213?via%3Dihub

Papanikolaou, Y., & Fulgoni, V. L. (2019). Pasta’s history and role in healthful diets. Nutrition Today, 54(5), 224–230. https://journals.lww.com/nutritiontodayonline/fulltext/2019/09000/pasta_s_history_and_role_in_healthful_diets.7.aspx

D’Innocenzo, S., Biagi, C., & Lanari, M. (2021). Obesity and the Mediterranean diet: A review of evidence of the role and sustainability of the Mediterranean diet. Nutrients, 13(6), 1742. https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC8241910/

Yorum yap!

İlgili İçerikler