Ramazan ayında gerçekleştirilen oruç ibadetinin, doğru beslenmeye özen gösterildiğinde yalnızca sağlığımızı korumamız için değil artırmamız için de bir fırsat oluşturduğu söylenebilir. Çağımızın, beslenme pratikleriyle yakından ilişkili ve birçok ciddi sağlık sorununa yol açan problemlerinden biri de yüksek kolesteroldür. Peki doğru beslenme önerileri ve malzeme seçimleriyle Ramazan ayını kolesterolümüzü düşürmek için bir fırsat olarak değerlendirebilir miyiz? Bu pekala mümkün olabilir. Bugün sizlere kolesterol düzeyimizi kontrol altına almamıza yardımcı olabilecek harika bir besinden, bulgurdan söz edeceğim. Ramazan sofralarımızda bulgura sıkça yer vererek yüksek kolesterol problemini ortadan kaldırmak için ondan yardım alabiliriz.
Bulgur ve Kolesterolü Düşürmeye Yardımcı Özellikleri
İnsanlığın ilk tarım yaptığı dönemlerde keşfettiği mucizevi bitki buğdaydan elde edilen bulgurun çokça faydası vardır. Mesela yiyenlere bolca enerji verir, hem besleyici hem doyurucudur, ulaşımı kolay, maliyeti düşüktür, kan şekerini yavaş yükselttiği için şeker hastaları için bile güvenli bir besindir, sindirim sistemini yormaz, gastriti olanların midesini rahatlatır, bağırsak hareketlerini artırarak peklikten korur.
Bugün üzerinde durmak istediğim nokta ise bulgurun kolesterol seviyesini dengelemeye yardımcı olma özelliğidir. Şimdi, bir buğday ürünüyle kolesterolün ne alakası var diyebilirsiniz. Hemen anlatayım. Biz yediğimiz et gibi, peynir gibi hayvansal kaynaklı besinlerle kolesterol alırız. Öncelikle bilmemiz gereken kolesterolün sadece hayvansal kaynaklı besinlerde olduğudur. Bulgur, makarna, kuru fasulye, ıspanak gibi bitkisel kaynaklı besinler ve zeytinyağı gibi bitkisel yağlar kolesterol içermezler. Bunun yanında, bulgur gibi posadan zengin besinler bağırsak hareketlerini artırarak alınan kolesterolün emilim oranını da azaltırlar.
Kolesterol Bütünüyle Zararlı Mı?
Aslında kolesterol de tamamıyla zararlı bir madde değildir. Böyle bir algı yaratmak istemem. Örneğin, sinir sisteminde önemli bir rol oynayan, sinir ağlarını bir örtü gibi sararak koruyan myelin kılıfların ham maddesi kolesteroldür. Kolesterolün cinsiyetimize uygun fiziksel özelliklere sahip olabilmemiz için salgılanan cinsiyet hormonlarının üretiminde de önemli bir rol oynadığını bilmeliyiz. Yağlı bir besin tükettiğimizde yağın sindirilebilmesi için safra kesesinden safra asitlerinin sindirim kanalına akması ve yağ çözücü etki göstermesi gerekir. Bu yüzden safra kesesi alınan kişilere “Yağlı beslenme!” önerisi getirilir. Safra kesesinden salgılanan safra asitlerinin ham maddesi nedir bilin bakalım? Evet, bildiniz. Kolesterol. Peki, deriniz üzerinden, güneş ışınları aracılığıyla D vitamini sentezleyebilmeniz için de kolesterole ihtiyacınız olduğunu biliyor muydunuz? Evet, D vitamininin de ham maddesi kolesteroldür. Gördüğünüz gibi hiçbir şekilde kolesterol almadan beslenmek de doğru değildir. Zaten, vücudumuzda kimi önemli roller de üstlenen kolesterolden çok yetersiz beslenen kişilerin, mesela veganların kan kolesterol seviyeleri yüksek çıkabilir. Çünkü, vücut dengede kalabilmek adına karaciğerde kolesterol sentezleyerek kolesterol seviyesini yükseltmeye başlar.
Paracelsus’un çok sevdiğim bir sözü vardır: “İlacı zehirden ayıran dozudur.” İşte kolesterol için de durum tam böyle. Lüzumu kadar alınan kolesterol hayati faydalar sağlarken, yükselmiş ve hatta aşırı yükselmiş kolesterol damarlarımızı tıkayarak hayati risk yaratabilir.
Kolesterolü Yüksek Olanlar İçin 6 Öneri
Kolesterol seviyesi yüksek olanlara verebileceğim 6 önemli öneri ise şunlardır:
- İdeal vücut ağırlığında olmak, şişmansak kilo vermek.
- Hayvansal kaynaklı besinlerden az yağlı olanları tercih etmek (yarım yağlı süt ve yoğurt, az yağlı et, derisiz tavuk gibi).
- Makarna, kuru baklagil, meyveler ve sebzelerden yani posa içeriği yüksek besinlerden daha zengin beslenmek.
- Kalp sağlığını koruyan besinleri daha çok tüketmek (üzüm, soğan, makarna, pırasa, elma, lahana, kuşkonmaz, sarımsak, enginar, yer elması, soğan, muz, yulaflı ürünler, taze demlenmiş açık çay, yağlı balıklar, ceviz, fındık gibi yağlı tohumlar).
- Zeytinyağı gibi bitkisel yağları tercih etmek.
- Fiziksel olarak aktif olmak, haftada en az 150 dakika tempolu yürüyüşler yapmak.
Sağlığa giden yol beslenme alışkanlıklarımızı düzenlemekten geçer. Doğru beslenme, sağlıklı bir bedenin anahtarıdır. Nuh’un Ankara Makarnası Mutfak Akademisi’nden şeflerimizin hazırladığı sağlıklı ve enfes ramazan tariflerinden oluşan oynatma listesine ulaşmak için hemen tıklayın. Doğru beslenerek sağlığınızı artırdığınız bir Ramazan ayı geçirmeniz dileğiyle…
Dr. Tuba Günebak
Beslenme ve Diyet Uzmanı