Az önce seanstan çıktım. Bir anne iştahsız çocuğunu getirmiş, nasıl dertli bir görseniz. Çocuğa sordum: “Sebze yer misin?” Cevap: “Yememmm!” “Meyve yer misin?” dedim. “Hiç sevmem!” dedi. Onu sever misin, sevmem, bunu yer misin, yemem. “Peki, ne yersin çocuğum?” diye sordum. “Makarnaaaa!” deyiverdi. Efendim, makarna severmiş. E sevsin, iyi eder.
Anne yorulmuş tabii, çocuğu çeşitli beslensin istiyor, konunun komşunun çocuğu gibi gürbüz olsun istiyor. Her ne kadar anneler çocuklarının etli butlu olmasından hoşlanıyor olsa da biz diyetisyenler çocukların büyümesini değerlendirirken vücut ağırlıklarını değil boy uzunluklarını dikkate alırız.
Bir çocuk bize başvurduğunda ilk önce vücut ağırlığını ölçeriz ve bu değerin yaşına göre normal olup olmadığın bakarız. İkinci olarak boy uzunluğunu ölçeriz. Ve bu uzunluğu da çocuğun yaşına göre değerlendiririz. Çocuğun boyu yaşına göre uzun ise, o vakit çocuğun vücut ağırlığını yaşına göre değil boy uzunluğuna göre ele alırız. Yani, çocuk 8 yaşında ama boy uzunluğu 11 yaşındaki çocuklara denk diyelim, o zaman bu çocuğun vücut ağırlığı da 11 yaşındaki çocuklara göre değerlendirilmelidir. İşte önce bu değerlendirmeyi yaptıktan sonra çocuğun iştahsızlığı yönündeki şikayetini vahametini objektif biçimde değerlendirme şansımız olur. Çünkü, bazı ebeveynler iştahsızlık konusunu abartıyor olabilir. Yani, çocuk yeterince besleniyordur ama annenin ya da babanın istediği kadar değil.
Çocukların İştahını Artırmaya Yardımcı Olacak Öneriler
Peki, çocuk gerçekten iştahsız ise bunun üstesinden gelmek için neler yapılabilir? Çocuğunuzun iştahını artırabilecek önerilere, gelin hep birlikte bir göz atalım.
- Birçok çocuk bir şeyler içmeyi, bir şeyler yemeğe tercih eder ve midesini gelişigüzel içeceklerle doldurabilir. Çocuğa, yemekten 1 saat öncesinden itibaren içecek tükettirilmemesi ve yemek esnasında değil de yalnızca yemek sonrasında içecek verilmesi daha yararlıdır. Hazır meyve suları, şeker eklenmiş ve yapay tatlandırıcı içeren içecekler ise hiçbir zaman çocuğun beslenme düzeninde yer almamalıdır. Çocuğa verilebilecek içecekler; süt, ayran, kefir, su, taze sıkılmış meyve suyu (meyve yemesini tercih ederim) ve seyreltilmiş maden suyu olabilir.
- Öğün aralarının çok kısa olmamasına dikkat edin, bu sayede acıkması için ona fırsat tanımış olursunuz.
- Kendi yumruğunuzu, onun yumruğunun yanına koyun. Bakın, sizinki ne kadar büyük? İki katı mı? O zaman mide kapasiteniz de çocuğunuzun iki katı kadar büyük demektir. Bu da ona koyacağınız porsiyon sizinkinin yarısı kadar olmalı demektir. Yemek porsiyonlarını çocuğunuzun isteğine göre ayarlayın, çok sevdiği makarnayı bile tabağına koyarken abartılı miktarda koyup reaksiyon vermesine sebep olmayın.
- Aşırı yorgun, uykusuz, hasta ya da mutsuz (örneğin bir okul başarısızlığı, akran zorbalığı sebebiyle) olduğu zamanlarda yemek yemesi için ısrarcı davranmayın.
- Yemek yemek istemediğini söylüyorsa, ısrarcı davranmayın. Asla zorla ağzını açıp yemek yedirmeye çalışmayın, dikkatini besinden tamamıyla uzaklaştırıp sofradan uzak yerlerde yemek yedirmeyin. Örneğin, televizyon seyrederken veya bilgisayarda oyun oynarken…
- Sevmediğini söylediği bir besini farklı bir formda sunmaya çalışın. Örneğin, et yemeği yemek istemediğini söylüyorsa, o zaman etli veya kıymalı börek olarak, yumurta yemek istemediğini söylüyorsa krep şeklinde, sebze yemek istemediğini söylüyorsa sebzeli makarna, sebzeli burgu makarna gibi farklı formlarda sunun.
- Çocuğunuzun sevmediği besinler konusunda siz rol model olmaya çalışın. Sevmediği besini onun yanında, ballandıra ballandıra anlatarak tüketin.
- “Önce çocuk yesin, biz sonra yeriz.” demeyin. Onu da hane sofrasına dahil edin.
- Dört yaşından küçük çocukların gerekirse eliyle yemek yemesine izin verin. Sandalyesinin ya da mama sandalyesinin altına büyük bir eski örtü serin. Serin ki yere yemek atarsa canınız sıkılmasın. Emin olun ki atacak. Tabağına eliyle tutabileceği büyüklükte, genzine kaçırmayacağı irilikte besinler koyun. Mesela lokma lokma parçalanmış köfteler ve sebzeli burgu makarna gibi. Çocuk eliyle tek tek alıp yiyebilsin. Yerken makarnaların birini ağzına alıp, başka bir makarna parçasını atabilir, bir diğer makarnayı saçına sürebilir. Bu çok normal, sinirlenmeyin. Hem besinleri tanıyor, hem de sizin reaksiyonunuzu ölçüyor, aniden kızıp da çocuğu korkutmayın. Besinle ilgili kötü anılar oluşmasına yol açmayın.
- Hane içinde bir sorun olduğunda tartışmayı sofraya taşımayın.
- Çocuğunuzu yemek hazırlama sürecine dahil edin. Kendi hazırladığı yemekleri daha keyifle yediğini göreceksiniz. Örneğin, sebzeli burgu makarnanızı haşlamadan önce suya makarnaları çocuğunuz atsın. Yani, onu riske atmayacak kadar mutfak işlerine dahil edin.
- Çocuğunuz keskin kokulara karşı hassas ise lahana, karnabahar gibi sebzeleri o evde yokken haşlayın.
İştahsız çocuklarınıza bile sebzeyi sevdirebilecek tariflerimize ulaşmak için tıklayın. Size sabırlı, çocuğunuza sağlıkla ve keyifli büyüdüğü günler dilerim. 🙂
Dr. Tuba Günebak
Beslenme ve Diyet Uzmanı