Günümüzde yaşam tarzlarımızdaki hızlı değişim ve işlenmiş gıdalara olan yönelim, beslenme alışkanlıklarımızı farkında olmadan değiştiriyor. Hazır gıdalar, hareketsiz bir yaşam ve stres derken kronik hastalıklar da daha sık görünür hale geldi. Ancak sağlıklı yaşamı destekleyen ve doğal beslenmeye odaklanan alternatif yaklaşımlar da giderek popülerleşiyor. İşte tam bu noktada, bireyin kendine özgü yapısına ve çevresine göre uyarlanan fonksiyonel beslenme devreye giriyor. Fonksiyonel beslenme, sağlıklı bir vücut dengesini korumayı ve doğal besinlerin iyileştirici etkilerinden yararlanmayı amaçlayan bir yaklaşım. Bu yöntemle vücudun tüm işlevsel ihtiyaçları desteklenerek kronik hastalıkların önlenmesi, bağışıklık sisteminin güçlenmesi ve genel yaşam kalitesinin artırılması hedefleniyor. Gelin şimdi Fonksiyonel Beslenme ve kronik rahatsızlıklara daha yakından bakalım.
Kronik Hastalıklar Neden Arttı?
- Değişen beslenme alışkanlıklarımız: Hızlı hazır yemek sisteminden beslenmek yerine evimizde mis gibi zeytinyağlı sebze yemeğimizi, durum buğdayı irmiğinden yapılmış tam buğday makarnamızı pişirip yesek, yanında bir de kefir içsek midemiz de hücrelerimiz de biz de sağlıklı oluruz.
- Hareketsiz yaşam tarzı: Gittiğimiz her yerde asansör yerine merdivenleri kullansak, otobüsten bir durak önce inip yürüsek, arabamızı otoparkın en uzak noktasına park etsek, alışveriş torbalarımızı kendimiz taşısak yaşam tarzımıza fiziksel aktiviteyi entegre edebiliriz.
- Çevre kirliliği: Çevre kirliliğinin önüne geçmek bireysel çabayla mümkün olmasa da çevre kirliliğinin vücudumuz üzerindeki olumsuz etkisini hafifletmek posadan ve antioksidanlardan zengin besinleri tüketerek mümkündür. Her öğünde bulgur, durum buğdayı irmiğinden yapılmış makarna, kuru fasulye, mevsim salata gibi posadan zengin besinleri; kırmızı, mor, lacivert, yeşil ve sarı besinleri daha çok tüketerek bunu sağlayabiliriz.
- Kapalı ortamda geçen yaşamlar: Vücudumuz ne kadar çok güneş ışığı görürse o kadar çok D vitamini sentezler. O yüzden sürekli kapalı ortamda olmak yerine güneşlenmek için fırsat yaratmak gerekir. Güneşlenirken yüz derisi, vücut derisinden daha az D vitamini sentezler. O yüzden yüzünüzün güneş ışığını görmesi yeterli değildir. Eğer, güneşlenmek için yeterli imkanınız yoksa doktorunuza danışarak D vitamini desteği alabilirsiniz.
- Kronik stres: Stres bütün sağlık problemlerinin başlıca sebebidir. Çünkü, stresini yönetemeyen kişinin hücrelerinde toksin birikimi gözlenebilir. Stresi yönetebilmek için duygu durumunu destekleyen, pozitife çeken besinleri tüketmek gerekir. Bu besinlere örnek olarak hindi, yumurta, tam buğday makarna, yoğurt, yulaf ezmesi, muz, kiraz, ananası verebiliriz.
- Mikrobiyotanın zayıflaması: Hepimizin vücudunda trilyonlarca iyi huylu bakteri yaşar ve bu bakteriler bizi dış ortamdan gelebilecek zararlardan ve zararlılardan korur, vücudumuza açılan bir kapı olan bağırsak duvarını güçlendirerek vücudumuzun kirlenmesini önler. Mikrobiyotayı güçlendirmek için kefir, yoğurt, yayık ayranı, turşu, tarhana gibi probiyotik besinlerin yanında durum buğdayı irmiğinden yapılmış makarna, bulgur, irmik, muz, enginar gibi prebiyotik besinleri de tüketmeliyiz.
Fonksiyonel Beslenmenin Temel Prensipleri Nelerdir?
- Fonksiyonel beslenme, fonksiyonel tıbbın temel taşlarından biridir. Fonksiyonel beslenmenin de fonksiyonel tıp gibi odak noktası kişidir ve sağlığı iyileştirme, hastalıkları önleme yoluyla kişinin yaşam kalitesini artırmaya odaklanır.
- Her insan genetik ve çevresel etkenlere bağlı olarak farklı ve kendine özgü biyokimyasal bireyselliğe sahiptir. Örneğin normal doğumla doğan kişilerin mikrobiyotası sezaryen doğumla doğanlardan daha güçlüdür.
- Fonksiyonel beslenmede her uygulama bireye özeldir. Çünkü, her bedenin kendine özgü bir gereksinimi vardır.
- Fonksiyonel beslenme vücut, zihin ve ruhsal dünyadaki içsel ve dışsal etkenler arasındaki dinamik dengeyi kurmayı amaçlar.
- Tüm vücut sistemlerinin birbiri ile ilişkili oluşunu dikkate alır. Fizyolojik etkenler arasındaki ağ benzeri bağlantıları ortaya çıkarmaya çalışır.
- Sağlığı sadece hastalığın olmaması olarak tanımlamak yerine pozitif bir yaşam gücü olarak tanımlar ve tam sağlıklı bir fizyolojiye ulaşılmasını sağlayan etkenlerin önemini vurgular.
- Organlardaki vitamin ve mineral rezervlerinin korunmasının sadece kişinin uzun ömürlü olması açısından değil uzun süre sağlıklı kalabilmesi açısından da önemli olduğunu kabul eder.
- En yeni bilimsel yayınların ışığında yürümeyi ilke edinir.
Fonksiyonel beslenmenin temelinde Hipokrat’ın ünlü sözü vardır: “Besininiz ilaç, ilacınız besin olsun.” Fonsiyonel Besinler hakkında daha fazla bilgi almak için Vücudumuzun Doğal İlacı: Fonksiyonel Besinler
adlı blog yazımızı okuyabilirsiniz. Ayrıca Nuh’un Ankara Makarnası Akademisinden şeflerimizin hazırlamış olduğu birbirinden lezzetli tariflere ulaşmak için oynatma listemize göz atabilirsiniz. Şimdiden afiyet olsun.
Dr. Tuba Günebak
Beslenme ve Diyet Uzmanı