İnsan vücudunun güçlü bir kas dokusuna sahip olabilmesi, kansızlıktan korunması, direncinin yüksek olması, cilt, tırnak, saç bütünlüğü yanında hormonal dengesini koruyabilmesi, çeşitli enzimleri sentezleyebilmesi için proteinlere ihtiyacı vardır. Hayvansal kaynaklı besinlerden elde edilen proteinin insan vücudunda kullanım oranı bitkisel protein kaynaklarından güçlüdür. Ancak ne var ki, herkes et gibi hayvansal kaynaklı besin tüketmeyi tercih etmeyebilir ya da tüketemeyebilir. Bu durumda bitkisel protein kaynaklarının vücutta kullanım oranını artırmayı öğrenmemiz gerekir.
Saçın Sağlığını Etkileyen Genetik ve Çevresel Faktörler
Saçlarımızın sağlığı, genetik mirasımız ve çevremizdeki faktörlerin güzel bir karışımıyla şekilleniyor desek yanlış olmaz. Eğer ailede saç dökülmesi ya da erken beyazlama hikayeleri varsa, bu biraz genlerinizden kaynaklanıyor olabilir. Mesela erkek tipi kellik ya da kadın tipi saç incelmesi genetik yatkınlıkla bağlantılı durumlar arasında. Ama üzülmeyin, çünkü genetik tek başına her şey değil!
Çevresel faktörler de saç sağlığı üzerinde oldukça etkili. Hava kirliliği, sürekli stres ve kötü beslenme alışkanlıkları, saç köklerini besleyen mekanizmaları zorlayabiliyor. Üstelik hormonal değişimler de işin içinde. Kadınlarda hamilelik ve menopoz gibi süreçler, erkeklerde ise testosteronun etkisiyle saç dökülmesi daha da artabiliyor.
Ama güzel haber şu: Yaşam tarzınızı değiştirerek tüm bu olumsuzlukları en aza indirebilirsiniz. Bir de doğru ürünleri kullanarak saçlarınıza ihtiyacı olan bakımı verirseniz, genetik ya da çevresel etkilerle savaşmanız çok daha kolay olur.
Hayvansal Besinlerin Protein Yapıları Bitkisel Besinlerden Farklı Mı?
Proteinler, aminoasit denen birden fazla protein yapı taşından oluşur. Hayvansal proteinlerin protein yapı taşı dizilimleri ile bitkisel proteinlerin aminoasit dizilimleri birbirinden farklıdırlar. Bitki bazlı proteinlerin kaliteli, insan vücudunda emilebilirliği yüksek, tam aminoasit profilini sağlaması için farklı bitkisel protein kaynakları ile birbirini tamamlayıcı özellikte birleştirilmesi önerilir. Hayvansal protein kaynaklarının aksine, bitkisel proteinler genellikle tüm esansiyel (elzem) amino asitleri (protein yapı taşlarını) içermediğinden, eksiklikleri tamamlayacak şekilde çeşitli besin kaynaklarıyla dengeli biçimde kombine edilmeleri önemlidir. Örneğin, tahılların lisin adındaki aminoasit içerikleri düşük iken kuru baklagiller lisin yönünden zengindir. Bu yüzden pirinç ve fasulye ya da tam buğday makarna ve nohut gibi kombinasyonlar oluşturularak, tam bir aminoasit profili elde edilebilir.
En Güçlü Bitkisel Protein Kaynakları Nelerdir?
En etkili, diğer bir deyişle en güçlü bitkisel protein kaynaklarına örnek olarak bezelye, kahverengi pirinç, durum buğdayı irmiğinden yapılmış makarna, çiğ yer fıstığı, soya fasulyesi verilebilir. Araştırmalar, protein kalitesi için durum buğdayı irmiğinden yapılmış makarna gibi bitki bazlı proteinlerin düzenli şekilde tüketilmesini önerir.
Bitkisel Protein Kaynakları İle Nasıl Et Yemiş Kadar Protein Alınabilir?
Bitkisel proteinlerin sindirilebilirliği de önemlidir. İnsan vücudunun bitkisel kaynaklı proteini daha iyi emebilmesi için besinin ısıl işlemden geçmesi, dişe gelir kıvamda yani “al dente” kıvamında pişirilmesi önerilir. Böylece, bitkisel proteinlerin sindirimi ideal hale gelir ve emilimi engelleyen etmenlerin etkisi azalır.
Bitkisel protein kaynaklarından doğru kombinasyonlarla ete yakın protein kalitesine ulaşabilmek için durum buğdayı irmiğinden yapılmış kaliteli makarnayı, nohut, yeşil mercimek gibi bir tür kuru baklagille kombine edip, yanında da yoğurt ya da ayran tüketebilirsiniz.
Beslenme sihirli bir konudur. Daha fazla beslenme bilgisine ulaşabilmek için blog sayfamızda buluşalım. Nuh’un Ankara Makarnası Akademisinden şeflerimizin hazırlamış olduğu birbirinden lezzetli tariflere ulaşmak için oynatma listemize göz atabilirsiniz.
Dr. Tuba Günebak
Beslenme ve Diyet Uzmanı