Timurlenk’i bilmeyen var mı? Ünlü Türk hükümdarı Timur sefere fillerle gidermiş, filleri gören taraf mağlup olacağını anlarmış ve onların varlığı orduya büyük güç katarmış. Timur sefere gitmediği zamanlarda fillere bakması için halkı görevlendirir, baksınlar diye, filleri köylere dağıtırmış. İşte Timur’un filleri gibi bizim mikrobiyotamız da… Mikrobiyotamızı oluşturan probiyotik bakteriler bizimle uyum içinde yaşarlar ve sağlığımızı güçlendirir, düşman mikroplarla bizim için savaşırlar.
Probiyotik kelimesi Latince kökenli bir kelimedir ve “yaşam için“ anlamına gelir. Probiyotikler sağlığımızı destekleyen, vücudumuzda bizimle ahenk içinde yaşayan, doğru koşullar sağlandığında çoğalan, bağışıklık sistemimizi destekleyen, bağırsak sağlığımızı koruyan, duygu durumumuzu iyi yönde destekleyen (depresyon ve anksiyeteden koruyup, hafızayı güçlendiren), belirli alerjilere ve özellikle egzamaya iyi gelen mikroorganizmalardır. Probiyotikleri vücudumuza probiyotik besinlerle alırız. Probiyotik besinler ev yapımı yoğurt, kefir, lahana turşusu, tempeh ve natta (fermente edilmiş soya fasulyesi ürünleri), kombucha (fermente edilmiş bir tür çay, sıklıkla yeşil çaydan yapılır), su kefiri (veganlar için üretilmiş, kefir mayasının suya çalışmış hali), salatalık turşusu, yayık ayranı, süzme peynir, mozarella ve Gouda peynirleri, kımız, boza, tarhana ve şalgamdır.
Vücudumuzda bizimle ahenk içinde yaşayan iyi huylu bakterilerin varlığını yaş, genetik, ilaç kullanımı, stres, sigara içimi, egzersiz sıklığı ve beslenme alışkanlıkları etkileyebilir. Mide ve bağırsak sistemindeki hassas bakteri dengesinin bozulması ishale (antibiyotik ilişkili ishal, turist ishali, bağırsak enfeksiyonları), gastroenterite, kabızlığa, irritabl bağırsak sendromuna, enflamatuar bağırsak hastalığına (Crohn hastalığı ve ülseratif kolit), alerjilere ve bazı kanserlere zemin hazırlayabilir. Bunun yanında, dengeli ve güçlü bir mikrobiyota zararlı yani patojen mikroorganizmaların vücudumuzda üremesine mani olur. Basit bir örnek verelim: Bir gün bir yerden uçuk ya da mantar enfeksiyonu kaptığınızı varsayalım. Enfeksiyonun etkisini yaşadınız, iyileştiğinizi düşündünüz. Bu tür mikroorganizmalar insan vücuduna yerleşir ve uykuya geçer. Ne zaman ki vücudumuzda bir bariyer görevi gören iyi huylu bakterilerimizde kayıp olur, beslenemez ve sayıca azalırlarsa, işte o anda uçuğa sebep olan kötü huylu virüsler probiyotik bakterilerin kaybından dolayı açılan alanlarda kendilerine üreme alanı bulurlar ve uçuk yeniden çıkar. O yüzden kendimizi korumanın tek yolu mikrobiyotamızı güçlü tutmak ve kötü huylu mikroorganizmalara üreme alanı bırakmamaktır.
Probiyotik besinleri yani iyi huylu bakterileri içeren besinleri tüketmek tek başına yeterli değildir. Çünkü, bu bakterilerin de bizim gibi beslenmeye ihtiyaçları vardır. Mikrobiyotayı oluşturan iyi huylu bakterileri besleyen besinlere prebiyotik besinler denir. Prebiyotik besinlerin başında durum buğdayı irmiğinden yapılmış makarna gelir. Diğer prebiyotik besinler muz, elma, çilek, çekirdekli üzüm, hindiba, enginar, yer elması, soğan, sarımsak, pırasa, kuşkonmaz, kereviz, domates, hardal, soya fasulyesi, kuru baklagiller (mercimek, nohut gibi), tam tahıllı besinler (makarna, bulgur, kara buğday, buğday ruşeymi gibi), keten tohumu, badem ve cevizdir. Bir probiyotik besini, bir prebiyotik besin ile birlikte tüketirseniz “sinbiyotik” beslenmiş olursunuz ki bu çok daha sağlıklıdır. Birlikte tüketilen tam buğday makarna ve ev yapımı yoğurt, irmik ve kefir, bulgur ve şalgam gibi…
Doğal bir fermentasyon süreci sonunda (mesela yoğurtta ya da kefirde), insan bağırsak sağlığını koruyan ve geliştiren iyi huylu bakteriler tarafından üretilmiş biyoaktif bileşenler de oluşur ve bunlara da “postbiyotikler” denir.
Mikrobiyota diyeti insan sağlığını ve özellikle bağışıklık sistemi ile duydurumunu koruyan çok önemli bir beslenme sistemidir. Siz siz olun, ev yapımı yoğurt gibi probiyotik besinleri de durum buğdayı irmiğinden yapılmış makarnayı da beslenme rutininizden eksik etmeyin. Nuh’un Ankara Makarnası Akademisinden şeflerimizin hazırlamış olduğu birbirinden lezzetli tariflere ulaşmak için oynatma listelerimize göz atabilirsiniz. Sağlığınız sonsuz, şifanız bol olsun.
Dr. Tuba Günebak
Beslenme ve Diyet Uzmanı