MÖ 3. yüzyılda Hipokrat şöyle demiş: “Bütün hastalıklar bağırsakta başlar.” Mikrobiyota bilgisi olan birisi bu tespitin günümüzde de nasıl doğrulandığını çok iyi bilir. Güçlü bağırsaklar güçlü bir vücudu, mutlu bağırsaklar mutlu bir beyni garanti eder. Mikrobiyota terimini daha önce duymamışsanız eğer, hemen kısaca açıklayalım.
Mikrobiyota Kavramı ve Sağlığa Etkileri
Mikrobiyota, vücudumuzda bizimle uyum içinde yaşayan bakteri kümelerini ifade eder. İnsan vücudunda 18 ayrı yerde bakteri kümesi bulunur. Bakterilerin en yoğun olduğu yerlerse bağırsaklardır. Sağlıklı olabilmek için bu bakterilerin iyi huylu bakteriler olması beklenir.
İnsan vücudunda 10 trilyon hücre olduğunu ve bu hücrelerin sadece onda birinin insan hücresi olduğunu biliyor muydunuz? Peki, geri kalan onda dokuzluk kısım ne hücresi? Bu onda dokuzluk kısmı oluşturanlar bizimle uyum içinde yaşayan bakteri hücreleridir. İnsanlar, mikroorganizmaların 3,8 milyon yıldır varlığını sürdürdüğüdünyada, 10 bin yıldır bu mikroorganizmalarla iletişim ve etkileşim içinde yaşamaktadır.
Mikroorganizma yoğunluğumuz ve çeşitliliğimiz parmak izi gibi bireyseldir. Sağlıklı, obez ve iltihabi bağırsak hastalığı olan bireylerden alınan dışkı örneklerinden yapılan çalışmalarda; bağırsaklarımızda en az 1000 farklı bakteri türü olduğu, her bireyde en az 160 tür bulunduğu, bunların da 18’inin tüm bireylerde ortak olduğu rapor edilmiştir. Mikrobiyota olarak bilinen bu topluluğun büyük bir kısmını, trilyonlarca mikroorganizma barındıran bağırsak mikrobiyotası oluşturur. Bağırsak mikrobiyotasının oluşumu anne rahminde başlar. Bebek doğum sırasında doğum kanalındaki bakterileri yutar ve bunlar bebeğin bağırsaklarına yerleşerek floranın temellerini atar. İlk dört yaş içinde bakteri yoğunluğu kararlı hale gelir ve ergenlik çağında maksimum çeşitliliğe ulaşır. Mikrobiyotayı etkileyen ilk beslenme etmeni anne sütü alma durumudur. Bağırsak mikrobiyotası gebelik yaşı, doğum yöntemi, beslenme biçimi, evcil hayvanlarla temas, yaşanan coğrafya, hijyen ve antibiyotik tedavisi gibi faktörlerden etkilenir. Beslenme biçimi, sosyal yaşam, stres, sigara, alkol kullanımı gibi dış faktörlerin etkisi ile mikrobiyotada geçici değişiklikler olabilir.
Mikrobiyotayı güçlendiren en iyi beslenme modelinin Akdeniz diyeti olduğu belirlenmiştir. Akdeniz diyeti beyaz et, zeytinyağı, bol sebze, bol spagettinin hakim olduğu bir beslenme modelidir. Spagetti, özellikle de kepekli spagetti, bu beslenme modelinin önemli ögelerinden biridir. Çünkü bağırsak faaliyetlerini güçlendirebilmek için probiyotik besinlerin (kefir, ev yapımı yoğurt, tarhana, su kefiri, turşu gibi) yanında spagetti ve özellikle kepekli spagetti gibi prebiyotik besinlerden de zengin beslenmek gerekir.
Prebiyotik Kepekli Spaghetti’nin Sağlıklı Özellikleri
Spagetti sadece Akdeniz ülkelerinde yaşayan insanların değil tüm dünyanın en sevdiği besinlerin başında gelir. Çünkü, hazırlanması kolay, ulaşılabilir, her yerde bulunabilen, ekonomik bir besindir. Gelin kepekli spaghetti’nin sağlıklı özelliklerini hep birlikte gözden geçirelim.
- Spagetti İçerdiği yüksek posa içeriği ile sindirim sistemini düzene sokar, mikrobiyotayı dengeler ve bu sayede kabızlığı önler.
- Bağırsak hareketlerini artırarak metabolizmayı hızlandırır.
- Zayıflama sürecini destekler.
- Duygu durumunu iyileştirir, mutlu hissettirir.
- Kepekli spagetti kolesterol seviyesinin dengelenmesini kolaylaştırarak kalp ve damar sağlığına iyi gelir.
- Bağışıklık sistemini güçlendirir, enfeksiyon hastalıklarından korur.
- Kansere karşı koruyucudur.
- Depresyona karşı da korur ve stresten kurtulmanıza yardımcı olur.
- Spagetti ve de özellikle kepekli spagetti kaliteli karbonhidrat içerdiği için şeker hastaları tarafından da güvenle tüketilebilir.
Akdeniz diyetini uygularken her 4 saatte bir öğün tüketin, her gece 7 saat uyuyun, çiğ kuruyemişleri ara öğünlerde taze demlenmiş bitki çayları ile tüketin, ana öğünlerde mutlaka çiğ ya da pişmiş sebze yiyin, haftanın iki günü ızgara edilmiş ya da fırında pişmiş balıkla beslenin, yemeklerinizde ve salatalarınızda sadece zeytinyağı kullanın, günde en az 2 litre, en çok 4 litre su için, kepekli makarna gibi kaliteli karbonhidratlar tüketin, bitkisel protein kaynaklarına beslenmenizde yer verin. Nuh’un Ankara Makarnası Mutfak Akademisi’nden şeflerimizin hazırladığı tarifler videolarından oluşan oynatma listemize ulaşmak için hemen tıklayın. Tüm şifa sağlıklı beslenmede gizlidir. Yine, aynı Hipokrat’ın dediği gibi ilacınız besin, besininiz ilaç olduğu sürece hastalıklar sizden uzak olur. Tüm bu önerileri dikkate aldığınız sağlıklı günler geçirmenizi dileriz.
Dr. Tuba Günebak
Beslenme ve Diyet Uzmanı